Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Muhsin Rızai, Batı’nın İran’a yönelik son yaptırım dalgasına adeta meydan okudu. İran siyasi yapısının üst düzey isimlerinden biri olan Rızai, aldıkları kararların fiilen işletilemeyeceğini ve önerilen yaptırımların ancak küçük bir kısmının hayata geçebileceğini vurguladı. Onun gündeminde Avrupa ülkeleri vardı; Rızai, bu ülkeleri ABD’nin direktifleri altında hareket eden “piyonlar” olarak nitelendirerek, bağımsız politikaları olmadığını dile getirdi.
Rızai’nin açıklamaları sadece eleştiriyle sınırlı kalmadı, fiili karşılık tehdidini açıkça ortaya koydu. “Biz sadece İsrail’i hedef almayacağız; eğer saldırıya uğrarsak, Amerikan hedefleri de vurmaya hazırız” sözleri, gerilimin boyutunun ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Bu, İran’ın bölge mücadelesinde askeri caydırıcılığını ön plana çıkardığını ve saldırganlığa karşı sert yanıt hazırlığında olduğunu ortaya koyuyor.
Bu açıklama, İran’ın son dönemde stratejik manevralarını güçlendirmesine paralel olarak değerlendirilmek zorunda. Bölgenin ateşi sönmezken, Washington ile Tahran arasında ipler giderek daha fazla geriliyor. Avrupa’nın yaptırımlarda ABD saflarında yer alması, büyüyen siyasi uçurumu daha da derinleştiriyor.
Direniş perspektifinden Rızai’nin bu çıkışı, Batı’nın ekonomik abluka ve baskılarına karşı İran’ın direniş kararlılığını ve bölgesel gücünü pekiştirme iradesi olarak okunabilir. ABD’nin ve İsrail’in bölgede kurduğu dengelerin sallanması, İran’ın askeri ve siyasi alanlardaki pozisyonuna yeni bir anlam kazandırıyor.
Rızai’nin yaptığı bu açıklama, söz konusu yaptırımların etkisizliğini dile getirmekle kalmıyor, aynı zamanda İran’ın kırmızı çizgilerini ve karşı saldırı kapasitesini açıkça ilan ediyor. Bölgesel kriz ise tırmanma riski taşımaya devam ediyor; gerilimin dozunun artırıldığı bu dönemde, uluslararası güç dengelerindeki sarsıntılar yakından izleniyor.
yorumunuz